Son günlerdeki açıklamalar ve Honda ile birleşme görüşmeleriyle Nissan‘ın finansal olarak büyük zorlukta olduğu ortaya çıkmıştı. Japon hükümetinin de müdahalesi ile şirket bu krizden kurtarılacak gibi dursa da dünyaca ünlü ikonik modellere sahip Nissan neden uzun sayılmayacak bir sürede bu kadar gerilerde kaldı?
1914 yılında DAT markası altında ilk üretimine başlayan şirket, çeşitli şirket birleşmeleri ile Nissan adını 1934 yılı itibariyle kullanmaya başladı. Yine bir birleşme ile 1966 yılı itibariyle herkesin çok iyi bildiği Skyline modeli de şirket bünyesine katıldı. 1960’lar Nissan için tüm dünyaya yayılma dönemi olmuştu. Bu süreçte birçok ülkede fabrikalar kuruldu veya diğer markalar ile ortak üretimler yapıldı. 1980’lerin başlarında Avrupa’nın en fazla satan markası konumuna gelirken, ABD sınırları içerisinde birçok fabrika da kurdu. 1989 yılında ise bir diğer ünlü Japon üreticinin lüks pazara hitap etmesi için çıkardığı Lexus markasına benzer şekilde lüks pazara hitap etmek için Infiniti markasını piyasaya sürdü.
1992 yılında Abd’de 2 milyonuncu satışına ulaşan Nissan, 2000’li yıllarda ise Güney Amerika ve Asya kıtasında büyük yatırımlar yaptı. Çin’de Dongfeng Motor ile yapılan ortak üretim ile 2009 yılına gelindiğinde 500 bin üzerinde satışa ulaşılmıştı.
Ancak 90’lı yılların sonlarına doğru şirkette finansal sıkıntılar başladı ve sorunu çözmek için Renault ile ortaklığa karar verildi. Tamamen birleşme olmayan bu ortaklık, iki şirketin güçlü yanlarından faydalanması amacıyla kuruldu. Nissan bu sayede Avrupa’da daha etkin olacak ve Renault’nun kendini kantılamış DCI adıyla bilinen dizel motorlarından faydalanacak, Renault da Nissan’ın ABD’deki pazar gücünü kullanacaktı. İlerleyen süreçte Mitsubishi de bu ortaklığa dahil oldu.
2010’larda başarılı gitmesine hatta ABD özelinde toparlanma sağlamasına rağmen pandemi etkisi ve şirketi 90’ların sonunda toparlanma sürecine sokan CEO’su Carlos Ghosn‘un hakkındaki skandallar sonrası kaçması ile şirket ciddi bir finansal krizle karşı kaldı. 2020 yılı sonunda 400 milyon dolar üstünde kayıp açıklayan şirket giderek gerilemeye başladı.
2023 yılı itibariyle Renault Nissan ortaklığında hisselerin değişimi kararı alındı ve yıl sonuna doğru da sonuçlandı. 2024 yılı ilk yarısı biterken, şirket altı aylık döneme ait mali sonuçlarını duyurdu ve sonuçlar hiç de beklendiği gibi değildi. Yılın ilk yarısı mali sonuçlarına göre Konsolide net gelir 500 milyon dolar üzerinde azalırken, konsolide işletme kârı 2 milyar dolara yakın azaldı.
Aynı dönemde küresel satış hacimleri 1,6 milyon üniteye geriledi. ABD’de artan satış giderleri, maliyetler ve stok optimizasyon çabaları da karlılığı ciddi seviyede etkiledi.
Bu sürecin sonunda 12-14 ay gibi bir sürede ciddi bir yatırım desteği almazsa batabileceğini açıklayan Nissan için de müdahale Japon hükümetinden geldi. Toyota’nın global gücüne yine kendi markalarını rakip olarak çıkarıp, Çinli üreticiler ve Tesla‘nın pazardaki artışını engellemek isteyen Japon hükümeti, Honda ile Nissan Mitsubishi ortaklığıyla, Japon otomobil endüstrisini faal olarak iki ana kampa bölmeyi hedeflemekte.
Biri Honda, Nissan ve Mitsubishi tarafından kontrol edilen birleşik bir yapı ve diğeri Toyota grup şirketlerinden oluşan iki ana kamp oluşacak. Bu süreçte Nissan ve Mitsubishi diğer otomobil üreticileriyle uzun süredir devam eden ortaklıkları küçülttükten sonra küresel olarak daha büyük rakiplerle rekabet etmeleri için daha fazla kaynak sağlayacak. Tabi bu birleşmelere rağmen piyasaya değerleri toplamı Toyota’nın değerinin çok gerisinde kalıyor ve yakalaması da kısa vadede mümkün gözükmüyor.
Bu durumda zaten elektrikli araçların gelişimi konusunda birçok ortak projeye imza atan Nissan ve Honda’da ne olacağı daha net olarak belli olmasa da böyle bir birleşme beklentisi oldukça yüksek.